Uzman doktor anne adaylarını uyardı!

Prof. Dr. Hakan Çoksüer, kronik hastası olan ya da bebek gelişimi birincil 3 altın kural sürecinde olanların oruç tutmamasını önerdi. Gebeliğin üç evresi olduğunu aktaran Prof. Dr. Çoksüer, “Biri ilk üç ayında bebeklerin organlarının geliştiği dönem. Bizim için en kayda değer dönemlerden bir tanesi. Gebeliğin ikinci üç aylık dönemi yani üç ayla altı aylık süreç ve bir de üçüncü aylık dönemi, bu da altı ay ile dokuz aylık süreçlerdir. İlk üç ayından gebeliğin organ gelişiminin olduğu safhalarda bizim için beslemek çok kayda değer ve gebeliğin gelişimi açısından fazla önemli. Burada gebeler şu soruyu soruyor: ‘Acaba oruç tutabilir miyim?’ Eğer gebelik psikoloji deha olsa çocuğun olumsuz etkileneceğini düşünüyorsa oruç tutmayabilirler. Ama eğer fazla fazla derecede baş dönmesi oluyorsa, fazla derece susuz oluyorsa o süre bu hastalar tutmasınlar diyoruz. Bilhassa yürek, tansiyon, şeker problemi olanlar, aralıksız hap kullanımı ya da bebeğinde gelişim geriliği olan hastalarda oruç tutmamalarını öneririz. Somurtkan takdirde eğer herhangi bir sıkıntısı, sistematik hastalığı yahut oruç tutabilirler. Gebeler tutarlarsa da kesik kesik tutmalarını öneriyoruz” dedi.

“Şireli tatlılardan uzak durarak meyve ile şeker ihtiyacı karşılanmalı”

Glasemi indeksi yüksek olan şireli tatlılara uyarı edilmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Çoksüer, şeker ihtiyacının meyvelerle karşılanması gerektiğini kaydetti. Çoksüer, “Natürel burada besin olayı da çok önemli. Biz biliyoruz fakat, glasemi indeksi yüksek olan gıdalardan uzak durmak lüzumlu. Özellikle fazla aşırı şireli tatlılardan, fazla şeker tüketiminden uzakta durmak lüzumlu. İnsülin direncine niçin olarak aynı zamanda gebeliğin fizyolojisini bozabilmekte. Şeker ihtiyacını da yerine getirmek isterse meyve sezonluk meyve tüketmelerini öneririm” ifadelerinde bulundu.

“Bol su tüketimine dikkat ederek tamamlanmış ürünlerden uzakta durulmalı”

Hem gebe hastaların su tüketiminin bol yapılması gerektiğini vurgulayan Çoksüer, “Değişken tüketiminde kola ve su ihtiyacını artırıcı besinlerden kaçınılma. O yüzden iftarda olası olduğu değin daha hafif gıdalar tüketmelerini öneriyoruz. Tahıllı gıdalar tüketmelerini öneriyoruz. Salam, sosis, sucuk gibi gıdalardan uzakta durmak gerekiyor. Fazla tuzlu tüketimi sağlayan çok tuz peynir gibi şeylerden uzak durmak lazım. Oruç tuttuğun süre fazla susamış kalabilirler. Tabii susamış kaldığı süre hem böbrekler annenin böbreklerinin hasar görmesi ve bununla birlikte bebeğin suyunun azalmasına neden olabilir. O yüzden bol su içmelerini öneriyoruz. Bilhassa tutuyorlarsa iftarda olası olduğu değin istikrarsız tüketimi fazla fazla yapmalarını öneriyoruz. Özellikle çorba türü şeyler. Fakat mutlaka nehir, kahve ya da kola gibi gıdalardan uzak durmalarını öneriyoruz. Çünkü burada özellikle kola tüketiminden uzakta durmak lazım. Bunların bilhassa insülin direnci üzerinde negatif etkileri olabilmektedir. İşlenmiş gıdalardan özellikle uzaktan durmaları gerekiyor. İşlenmiş gıdalarda bebek sağlığı açısından ayrıca de anne sağlığı açısından huzursuz olabilmektedir. Sahurda da benzer şekilde muhtemel olduğu dek değişken tüketimine çok ağırlık vermek gerekli. Gıda biçimi de olası olduğu değin çok susuz kalmayı arttıran gıdalardan uzak durmak gerekiyor” biçiminde konuştu.

Murat Başal