DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çocukların yüzde 40’ında uyku problemi görülüyor

Çocukların yüzde 40’ında uyku problemi görülüyor
19.04.2022
214
A+
A-

Çocukların uyuma rutinlerinde değişim olsa da uyku ihtiyacının yeni doğan bebeklerde sıradan 18 saat, 1 yaşta 14 saat, 5 yaşta 12 saat, 6-7 yaşlarında 11, ergenliğin başlangıcında ise 9 saat olduğunu kaydeden Öğr. Gör. Zeynep Deniz Seven, uyku ihtiyacını yeterince karşılayamayan çocuklarda; davranış bozukluğu, hiperaktivite depresyon, kaygı, uykuya dalamama, kabus görme, fazla kilo alma gibi sorunların görüldüğünü belirtti. Çocukların az daha yüzde 40’nın uyku sorunu yaşadığını gösteren Seven, bu problemle başa çıkmayı sağlayacak önemli tavsiyelerde bulundu.

Bebeklerde uyku düzeninin en kritik konulardan biri olduğunu bildiren İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Iş Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Program Başkanı Öğr. Gör. Zeynep Deniz Seven, “Gece uykusunun düzenli olması keza bebek keza de anne-babalar için yatıştırıcı bir faktördür. 1 yaş civarında gece iyi uyuyan çocuğun bile 5-8 kere uyanması normaldir. Bu durumu ileriki yıllarda alışılagelmiş uyku döngüsü geçişleri takip eder. Gece uyanmaları iyi ve fena uyuyan çocukları ayırt etmek için manâlı bir kriterdir. İyi uyuyanlar gece uyanırlar lakin herhangi bir müdahaleye gerek kalmaksızın her yerde uyurlar. Kötü uyuyanlar ise mutlaka bir müdahale sonucunda uyurlar. Burada bilinmesi gereken önemli bir konu bir takım bebeklerin öz-sakinleştirici nitelikte olmalarıdır. “Öz-yatıştırıcı” terimi bebeklerin herhangi bir destek olmadan kendi kendilerine uykuya dönmelerini açıklama eder. Bu nesil bebekler uyandıklarında bir şeye sarılarak, parmağını emerek yeniden uyurlar. Çoğunlukla ebeveynler bu bebeklerin gece uyanmadıklarını zannedebilirler” diye konuştu.

“Çocuklarda uyku sorunu gelişimlerini etkiliyor”
İlk çocukluk dönemindeki çocukların her gece 11-13 saat değin uyumasını öneren Seven, “Bu dönemde çoğu çocuk gece her tarafında uyur ve gündüzleri de bir defa öğlen uykusuna yatar. Manâlı olan çocuğun sadece uyuması yok aynı zamanda bölünmeyen bir uyku düzenine sahip olmasıdır. aynı zamanda bazen bu dönemdeki çocukların uyuması, yatma zamanı rutini uzadığı için güç olmaktadır. Yapılan bir araştırma yatma zamanına karşı gösterilen direncin çocukta davranım sorunları ya da hiperaktivite ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur.

Çocuklar Narkolepsi yani gün içinde çok miktarda uyuma, insomnia yani uykuya dalmada ya da uykuyu sürdürmede zorluk ve kabus görme gibi bir fazla uyku problemi yaşayabilirler. Tahminlere kadar çocukların yüzde 40’tan fazlası gelişimlerinin bir döneminde uyku problemi yaşamaktadır. Incelemeler uyku problemi yaşamış çocukların yaşamayanlara tarafından daha pozitif bunalım ve kaygı belirtileri gösterdiğini ortaya koymuştur. Diğer bir egzersiz 3 – 8 yaş aralığında uyku problemi yaşayan çocukların, buluğ çağı döneminde uyuşturucu kullanımı ve bunalım gibi sorunlar geliştirebildiklerini ortaya koymuştur. Yeni araştırmalar çocukluktaki kısa süreli uykunun fazla kiloyla bağlantılı olduğunu da göstermiştir” şeklinde konuştu.

Çocuklarda uyku sorunlarının başlıca nedenlerini sıralan Seven, aralıksız vesvese, yaşanılan stresli olaylar, sürekli cezalandırma ve istismar, uygunsuz uyku ortamları, kullanılan ilaçlar ve ağrılı durumlar çocuklardaki uyku problemlerinin esas nedenleri arasında gösterdi.

Ilk Kez bu gibi durumlarda bir uzmana başvurulması gerektiğini vurgulayan Seven, bebeklerde ve çocuklarda uyku ile ilgili şu önerilerde bulundu:

“Çocuklarda uyku sorunları ile başa çıkmak için neler yapılabilir?

Bebeğin psiko-sosyal durumuyla ilgili alınabilecek önlemler

Bebeklerle güvenli bir tahvil meydana getirmek önemlidir. böylece bebekler ve minik çocuklar ebeveynleri kadar maddesel ve şehvetli olarak rahatlatılmalıdırlar. Duygusal ve bedenen rahat olmayan bebeklerde uyku problemleri görülebilir.

Özellikle 6 ve 9. aylar arasında bebekler dış çevrelerinin daha pozitif farkına varırlar ve nefret edilen şey davranışları sergilemeye başlarlar. Bu dönem uyku alışkanlıkları için kritiktir. Nefret durumlarında bebek anne ya da bakım veren tarafından rahatlatılmalıdır.

Canice alan çocuklar uyku problemleri gösterebilirler. Disiplin oluşturmak için aralıksız canice saptamak uyku problemlerine neden olur.

Ebeveynlerin çocuklarını terk etme ya da aileden uzaklaştırma gibi tehditlerden kaçınmaları gerekir.
Çocuk olumlu davranışlara cesaretlendirilmelidir. Özgüven eksikliği yaşayan çocuklarda endişe arttığı için uyku problemi oluşabilir.

Uyku ile ilgili korkularının olduğunu dile getiren çocuklar ebeveynleri tarafından dinlenmeli ve iyi anlaşılmalı, katiyen bu koşul ile ilgili çocukla dalga geçilmemeli, minik düşürülmemeli, çocuğa onu anladığı ve yanında olduğu mesajı verilmeli. Ebeveyn bu durumla ilgili icabında bir uzmandan yardım almalıdır.

Uyku ortamı ile ilgili önlemler
Bebeğin uyuduğu yatak fazla yumuşak olmamalı orta sertlik seçim edilebilir.

Bebeklerin uyuyacakları oda yeterince havalandırılmış olmalı.

Özellikle bebekler yüzükoyun yatırılmamalıdır. Bu koşul hem ani bebek ölümlerinin de en manâlı nedenleri arasındadır.

Bebeğin odasında hoşa dışarı giden, rahatlatıcı, doğal içerikli ( lavanta yağı gibi) bir koku olabilir.

Uyurken bebeğe eşlik edebilecek yerinde bir uyku arkadaşı edinilebilir. ( peluş bir oyuncak, bir battaniye vs.)
Rahatlatıcı hafif bir melodi dinletilebilir. Annesin kendi sesiyle söylediği içeriği güzel olan melodili sözler de olabilir.

Çocuğun odasında fazlasıyla dikkat dağıtımcı uyaran olmaması, muhtemel olduğunca uyarıcılardan arınık olması çocuğun daha dar uykuya dalmasını sağlayabilir.

Bebeğin uyuyacağı oda fazla ışıktan arındırılmış olmalı.

Ebeveyn çocuklarını video, TV vs. izledikleri ortamlarda uyutmamalı. Bazı ebeveynler bebeklerini kendileri TV izlerken ayaklarında sallayarak uyutmaktadır. Bu koşul bebeklerin ya da çocukların uykuya dalma esnasında gördüklerinin ve duyduklarının uyku sırasında sürekli zihinlerini meşgul etmesini sağlayacak, dar bir uyku uyumalarını engelleyecektir. Ara Sıra bu şart çocukların gelişimlerini olumsuz etkileyebilir hatta çocuk için travmatik olabilmektedir.

Günlük rutinler
Gün içerisinde çocuğun yeterince hareket ettiğinden belli olunmasıyla birlikte, uyku öncesinde hareketli egzersizlerden kaçınılmalıdır.

Uyku öncesi icabında sakinleştirici masaj yapılabilir.

Uyku öncesi banyo yaptırılması, çocuğu rahatlatarak uykuya geçişi kolaylaştırabilir.

Bebek uyumadan hemen önce fazla yedirilmemeli veya aç olmamalıdır.

Çocuğun gün boyunca susamış kalmadığından muhakkak olunmalıdır.

Bebeğin uyumadan önce her gün benzer günlük rutinlerin yapılması kaliteli uykuya katkı maddesi sağlar. Örneğin banyo sonrası masaj, masaj sonrası kitap okuma, sonradan uyku gibi.

Ebeveyn uyku öncesi rahatlatıcı içeriklerin olduğu çocuğa yerinde kitaplar okuyabilir. Özellikle içeriğinde bol miktarda sevgi sözcüklerinin olduğu, çocuğun biricikliği üstüne olan kitaplar bakım veren ile bebek arasındaki bağlanmayı da olumlu etkileyecektir.

Ebeveyn çocuğun uykusunun düzenli olmasına uyarı etmelidir. Çocuğun uyku düzenini ve rutinini bozacak aktivitelerden kaçınmalıdır.

Ebeveynler bebeklerinin uyku düzenlerini oluşturmaya çalışırken sabırlı davranmalı kendileri de rahat olmalıdır. Nitekim yapılan çalışmalarda bebeklerde gece uykudan uykudan kalkma problemi, ebeveynlerin durmadan uyku ile alakalı konularda bebekleriyle aşırı etkileşimlerine bağlı olduğu görülmüştür. Ebeveyn uyku düzeni oluştururken bilhassa çocuğun bir cisim saati, uyku saati olduğunu göz ardı etmemeli, bu koşul göz önüne alınarak yeni uyum oluşturulmaya çalışılmalıdır. Örneğin gece saat 23.00’te uyuyan bir çocuğu saat 21.00’de uyuşturmak isteyen bir anne bunu aşama faz yapmalıdır. Çünkü çocuğun beden saati 23.00’e ayarlıdır ve bu ayarı hemen 21.00’e olmak basit olmayacaktır. Bu sebeple ilk gün 22.30’da, sonraki gün 22.00’de, sonraki gün 21.30’da, daha sonraki gün ise 21.00’de uyutarak aşamalı bir geçiş sağlanmalıdır.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.