DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Sağlık Bakanı Koca: ‘Hekimlere şiddet uygulayanlar tutukevine sevk edilecek’

Sağlık Bakanı Koca: ‘Hekimlere şiddet uygulayanlar tutukevine sevk edilecek’
18.04.2022
162
A+
A-

Afiyet Bakanı Fahrettin Koca, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ile bir araya geldi. Sağlık Durumu çalışanlarına uygulanan şiddetten, özlük haklarından, ücretlere değin birçok konuyu ele bölge Koca, “Temel sorunlarımız 5 başlık altında toplanıyor: Mesleğin saygınlık kaybı, şiddet, Malpraktis; vergi ilk olarak almak üzere özlük hakları ve egzersiz ortamı kaynaklı olumsuzluklar. Soruların önünü başlatmak ve atılan adımları anlatmak için bunları kısa kısa ele alacağım: Mesleğimizdeki haysiyet kaybı, saydığım öteki sorunlarla iç içe olan bir sorun. Fakat onlarla sınırlı yok. Bu konuda arkadaşlarım beni bir sosyoloji doktorası çalışmasından farkında olan ettiler. Çalışmanın özetinde, yakın dönemlerde üç mesleğin haysiyet kaybına uğradığı söyleniyor: Mimarlık, avukatlık ve hekimlik. Hekimlikteki haysiyet kaybı, son birkaç yılın meselesi değil diyor tahlilci. Çalışmada doğrusu düşündürücü bulduğum bir esas tez var; bugünün genç hekimleri diyor, bu tahlilci, tıbbiyeye eski kuşaklardan hekimlerin sahip olduğu haysiyet beklentisi, fiziki imkan öngörüleri ile girdiler. Ama geçmişin bugüne bu projeksiyonu hayal kırıklığına yol açıyor. Görüşte bir gerçeklik payı varsa da, ben sizin adınıza tüm taleplerde idealistim” dedi.

“Sağlık Durumu çalışanlarının sorunları, şimdi, tıpatıp Covid-19 gibi odaklandığım bir konudur”

Halkın kalbindeki hekim ve afiyet çalışanı sevgisinin pandemi döneminde tüm asaletiyle kendini bir kez daha gösterdiğini bildiren Bakan Koca, “Birçok Avrupa ülkesinde meslektaşlarımız alkışlandı ama yine benzer süreçte zor olayları da tırmandı. Bizde ise bu çoğaltma salgının bitimine de doğru görüldü. Sağlığı laf konusu ise diğer her şeyini feda etmeye hazır olan insanın, dünyanın neresinde olursa olsun, bir hekime, hemşireye tepeden bakması uzun vadede mümkün değil. Bu ödev kısa sürer. Doktora çalışmasını yapan arkadaşımız, bilime kalıcı bir katkıda bulunamayacağı için kişisel olarak gözü yaşlı değilim. Hazırlanmış, salgından bahsetmişken, huzurlarınızda şunu da betimlemek istiyorum: Sağlık çalışanlarının sorunları, acilen, tıpatıp Covid-19 gibi odaklandığım bir konudur. Sıhhat Bakanı olarak, konuyu böyle ele alırken, anlaşılan 1 milyon 300 bin kişinin sorunlarıyla ilgili olsak da, aslında 85 milyonun sorunlarıyla ilgileniyoruz” şeklinde konuştu.

“85 milyon insanıyla Türkiye’nin sorunudur”

Hekimin güvende olmadığı yerde hastanın da güvende olmadığını açıklayan Koca, “Konumuz Malpraktis ise biliyoruz oysa, hekim gerekli tedaviyi bıçak sırtındayken yapamaz. Hakiki anlamıyla hekim-hasta ilişkisi kurulamaz. Ücretler eğer problem olmaya devam ederse, toplum yarın kapısını çalacağı hekim bulamaz. Sağlık sisteminin öznesi hekimdir, sıhhat sisteminin öznesi sıhhat çalışanıdır. Bu bakımdan, hekimlerin, bütün sağlık durumu iş gruplarının sorunları, 85 milyon insanıyla Türkiye’nin sorunudur. Bu ağır sorunlarla mücadelenin salgınla mücadeleden daha az manâlı, emek verilmeye daha az bedel olduğunu kimse söyleyemez. Her iki sorumluluğu üstlenmiş olarak bunu en iyi ben biliyorum. Covid-19 vaka sayılarıyla bir günde yaşanan baskı olayları bizi aynı derecede ilgilendiriyor. Lakin ikisi aralarında manâlı bir fark var. Aynı ciddiyetteki uğraş kısa sürecek” dedi.

“Suçun ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak”

“Fakat sizlerden doğrusu biraz şikayetçiyim. Şiddet suçlarına karşısında atılan adımların farkında olan olmayanlarımız var. Mecliste, Yargı Komisyonundan geçen düzenlemenin içeriğini tamamiyle biliyor muyuz?” diyerek öğrencilere seslenen Koca, “Kasten yaralama suçu ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınıyor. Bu ne demektir? Kasten yaralama suçu, suç oluşturan yargılaması bakımından bundan böyle fazla daha ağır bir suç olmaktadır. Suçun ‘Katalog Suçları’ çerçevesinde alınması, tutukluluk için yeterli sebep olacak. Zihninizde canlansın diye örnek vereyim: Bir afiyet çalışanını yaralama; kasten öldürme, acımasızlık, intihara yönlendirme gibi ağır suçlarla benzer başlık aşağı toplanıyor. Bu ve öteki konularda, Cumhurbaşkanımız 14 Mart Tıp Bayramında müjdeler vermişti. Tümü fiiliyata geçiyor. Yargı Bakanımızla işbirliği içinde hazırlayıp, Yargı Komisyonundan geçirdiğimiz kanun maddesi taslağının, Mecliste grubu yer alan tüm partilerin desteğini alınarak yasalaşacağından kuşkunuz olmasın. Dolayısıyla şunu bildirmek istiyorum: Hani, biz hekimler sevk yapıyoruz ya. Cerrahın elini kesmeye, nöroloğa yumruk atmaya cüret eden psikopatlar, kurallara uymayan sosyopatlar adalet tarafından hemencecik tutukevine sevk edilecekler” ifadelerini kullandı.

“Yurt dışındaki hekimlere aleyhinde avantaj elde ediyoruz”

Koca, sözlerine şöyle devam etti:

“Bilmem haberdar mısınız? Biz Türk hekimleri, afiyet çalışanları olarak, bir konuda Avrupalı, Amerikalı hekimlere karşı, sahip olduğumuz diğer üstünlükler bir yanlamasına, derhal büyük, yeni bir fayda elde ediyoruz. Ast, kastetmek için yurt dışına dışarı giden arkadaşlarımıza karşısında da. Malpraktis davalarıyla ilgili yeni yasal düzenleme Hak Komisyonundan geçmiş durumda. Biliyorsunuz, bir düzenlemenin kanunlaşabilmesi için önce Adalet Komisyonu’ndan, daha sonra Meclis’ten geçmesi, akabinde de Cumhurbaşkanımız kadar onaylanıp, Resmi Gazete’de yayınlanması gerekiyor. Kabul edersiniz ama, kanun değişikliği hastaya aspirin yazmamız gibi yok, cerrahi işlem gibi bir işlem. Basit yok. Ama siz harekete geçirici iradeye, 14 Mart’a bakın. Hazırlanan Malpraktis yasasının özü nedir? Hekim, sıhhat çalışanı kasıtlı davranmadığı sürece, uyguladığı tedaviden doğacak problemler nedeniyle tazminat ödemeyecek. Olayı hasta açısından dikkate almak de gerekiyor kesinlikle. Hekime rücu edilmeyecek olan tazminatı devlet ödeyecek. Zaten meraklı olmadığımız hukuk bilgisine o kadar ihtiyacınız olmayacak. Emrindeki ben, hukuk bilgimi zorundaydım. Dersime iyi çalıştım, fakat bu alt dal ihtisasına devam. Malpraktis sorunu kökten çözülüyor. Bu konuda söylenecek ne varsa hepsinin özeti budur. Düzenlemeyle birlikte, bir Mesleki Yükümlülük Kurulu kurulacak. Komite, nedense bir kafa karışıklığına yol açtı. Ama düğümlerin çözüleceği yer orasıdır. Sorularınızı yönelteceğiniz zaman, lütfen her ayrıntıyı sorun. Her sorunun bir cevabı var.”

“10 bin 200 lira ile nasıl evleneceğim”

Ücretler ve özlük hakları ile ilgili de konuşan Koca, “Geçtiğimiz hafta Sakarya Tıp Fakültesindeydim. Bir tezgâhtar arkadaşımız, birçok sorunu akan ve rasyonel şekilde sıraladı. Sonunda buruk ve sitemkâr bir ses tonuyla dedi ki ‘Sayın Bakanım, 10 bin 200 lira ücret alıyorum. Bu parayla nasıl evleneceğim?’ Böylesine samimi olarak somutlaştırma beni etkiledi. Bu ülke asistana 10 bin 200 liracığı mı değerinde görecek? Herhalde bu konudaki hazırlıklarımızı soracaksınız. Ve sanırım bana, 15 Aralık 2021 tarihini de hatırlatacaksınız. Size adalet veriyorum, ertelenen zam bize olan güvenoyunuzda fireye yol açtı” diye konuştu.

“Tıbbi sekreter sayımız eksik”

Hekimlik mesleğinin, özellikle tıbbi teknolojiden bunca yararlandığımız günümüzde, belirtilmiş gereklilik ve şartlara göre düzenlenmiş ortamda yapıldığını sözlerine ekleyen Bakan Koca, “Bu şartlar, zorunlu tezgâhtar personeli de içerir. Bu konularda ciddi eksiklerimiz var. Hekimlerimizin büyük kısmı işlerini tek başına yürütüyor. Tıbbi sekreter sayımız yetersiz. Karşıma upuzun bir problem listesi çıkaracağınızı biliyorum. İhtiyaçları daha da iyi iyi anlamak için can kulağıyla dinleyeceğim” dedi.

“36 saat nöbeti insani olmaktan uzaktan bulduğum biliniyor”

Nöbetler konusu, alıştırma ortamı şartları çerçevesinde ele alınması gerektiğini açıklayan Koca, “36 saat nöbeti insani olmaktan uzak bulduğum biliniyor. Çözüm teşebbüslerimize tanıksınız. Çalışma süresini azami 24 saatle sınırlandırmak istediğimi, nöbetlerle ilgili olarak da hakkaniyetli bir vergi düzenlemesine gidilmesini amaçladığımızı vurgulamak isterim. Çabamızdan belirli olun. Şartlarınız iyileşene dek, ben de minimum sizin çalıştığınız dek çalışmaya varım. Konuşacak konumuz fazla. Bizi birbirimize bağlayan bağlar diğer hiçbir meslekte olmadığı dek güçlü. Bu iş bizlere, hangi hesaplı koşulların, hangi kültürel yapıların içinden gelirsek gelelim, hepsinin üstünde bir konum verir. Hekimlik, kendi başına bir statüdür. Ve açıkçası, mütevazılığı sadece bir an için bir kenara koyarsak, hekimlik konumu zekâca asil olmaktan da ileri gelir. Ben bugün Sağlık Bakanıyım. Fakat yaşadığım sürece meslektaşınızım. Size karşısında ödevlerimi biliyorum. Yerine getirdiğim, getirmekte olduğum kısmını sorularınızla açmaya çalışacağım. Buradan Ankara’ya, Bakanlık binasına yeni ödevlerle döneceğim. Belirlenmiş olduğum bir şeyi sizin de bilmeniz, daha açık konuşmak gerekirse zaten sahip olduğumuz bilginin adını koymamız gerekir. Sağlıktaki bütün sorunların çözümünde çatı kavram acaba nedir? Sağlıktaki bütün sorunların çözümünde çatı kavram bence adalettir. Düşük ücret bir adalet sorunudur. 36 saat nöbet bir hak sorunudur. Mecburi hizmet sürelerinde kadro farkına yan tatbik bir adalet sorunuydu” diye konuştu.

Soru-cevap kısmının yapıldığı görüşme, basına kapalı olarak devam etti.
Samet Dürüst – Abdullah Çibir
 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.