DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Tarihe meydan okuyan Beyoğlu Göz Hastanesi, günde bin 500’den fazla hastaya şifa oluyor

Tarihe meydan okuyan Beyoğlu Göz Hastanesi, günde bin 500’den fazla hastaya şifa oluyor
10.04.2022
157
A+
A-

Hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Muhittin Taşkapılı, “Kornea nakli konusunda Türkiye’nin en çok yapan ilk ya da ikinci hastanesiyiz. Yaklaşık 150-160 yıllık bina olarak geçmişi bulunan bir hastane. Günlük bin 500’ün üstünde göz hastası bakılmakta. Türkiye’de birçok yerde yapılmayan birçok ameliyat burada yapılıp hastalarımıza hizmet verebilmekteyiz” dedi.

Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Osmanlı döneminden kalma tarihe meydan okuyan binasıyla bugün de binlerce hastaya şifa olmaya devam ediyor. Her gün fazla sayıda hastanın şifa bulmak amacıyla geldiği hastanede gün de bin 500’ün üstünde hastaya bakılıyor. Kornea naklinde Türkiye’de birincil sıralarda yer alan hastane, göz alanında manâlı hekimlerin yetişmesine de olanak sağlıyor. Türkiye’nin birçok ilinden hastanın geldiği Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Başhekimi Prof. Dr. Muhittin Taşkapılı da hastanenin tarihi binası ve sürdürülen çalışmalara ilişkin veri verdi.

150-160 takvim bir bina olarak geçmişi yer alan bir hastane”

Prof. Dr. Muhittin Taşkapılı, “Gerçekten takriben 150-160 takvim bir bina olarak geçmişi yer alan bir hastane. 1860 yılında İngiliz Bahriye Hastanesi olarak üretilmiş, 1904 yılında bir bina eklenmiş, hastane olarak devam etmiş. Takriben 21-22 yıldır göz hastanesi olarak hizmet vermekte, binamız ast çok tarihi bir bina, tüm tarihin özelliklerini de 150-160 yıllık tarihiyle ilgili görüntüleri saklamaktadır. Bir tanesine Ankara’da bir diğeri de biziz göz alanında geçmişinin de getirdiği birikimlerle dal hastanesi olması nedeniyle çok ciddi bir hasta teveccühü ve hasta yoğunluğu oluşmaktadır. Jurnal takriben bin 500’ün üzerinde göz hastası bakılmakta. İl dışından da büyük bir hasta tercihi olmakta bilhassa ameliyat için hastalar gelmekte. Jurnal 50-60’ın üzerinde ameliyat yapmaktayız. Göz tansiyonu, şaşılık, retinanın her türlü ameliyatları, katarakt, göz kapakları ameliyatları, şaşılık ameliyatlarının az daha hepsi ve Türkiye’de birçok yerde yapılmayan birçok ameliyat burada yapılıp hastalarımız hizmet verebilmekteyiz” dedi.

“Şikayet olmasa bile senede 1 veya 2 senede bir göz muayenesi”

Vatandaşların göz muayenelerini dikkatsizlik etmemeleri gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Muhittin Taşkapılı, “Bir günlük çocukta da 80 yaşındaki kişilerde de hastalık görülebilmektedir. Hiçbir şeyi yoksa ve göze çarpan, dikkati çeken bir bozukluk olmadığı vakit bile okuldan öncesi dönemde 1-3 yaş civarında üstelik 5-6 yaş civarında bir göz muayenesinin yapılmasında avantaj var. Bir Takım belirti vermeyen, şikayete yol açmayan hastalıklar saptama edilebilir. Belirlenmiş bir yaştan sonra da 40-50 yaştan sonradan da hiçbir şikayet olmasa bile senede 1 ya da 2 senede bir göz muayenesi belirli olunması gerekiyor. Şeker hastası gibi hastaların şekerin favori yaptığı bozuklukların tespiti açısından sık sık muayene olmaları gerekmekte” diye konuştu.
“Kesin bir zaman diliminin üzerine çıkmadan kullanmak lazım”
Pandemi sürecinde hastanede sürdürülen çalışmalara ilişkin konuşan Prof. Dr. Taşkapılı, “O dönemlerde azıcık daha ağırbaşlı ve acil hizmeti verdik fakat muhakkak bir dönemden daha sonra biz de rutinimize döndük çünkü zaten Covid hastası yatırıp tedavi etmediğimiz için diğer tedavilerimizde herhangi bir aksama oluşmadı. Covid gözle ilişkili bir takım semptomlar verdi. Göz kaslarında felç gibi göz sinirinde etkileme gibi negatif etkileri olduğunu biliyoruz, ara sıra de olsa böyle hasta grupları da oluştu. Uzun vakit telefona maruz kalmak, uzun süre bilgisayar ekranıyla iç içe 30-40 cm olan mesafelerde gözün bu mesafedeki çalışmaları neticesinde göz bozuklukları oluşabildi veya bazı bozukluklar ortaya çıktı. Belirli bir vakit diliminin üzerine çıkmadan kullanmak lüzumlu. Kimseye yararlanma diyecek durumda değiliz, hepimizin hayatına ciddi bir şekilde girdi. Özellikle bu pandemi döneminde evde kalan çocuklar, öğrenciler, millet telefonla bilgisayarla olan bağları ve tatbik süreleri fantastik arttı. Uzun zaman kullananlarda görme bozuklukları oluşabildi” ifadelerini kullandı.

“Kornea naklinde Türkiye’nin en çok yapan bir veya ikinci hastaneyiz”

Bilhassa pandemi döneminde teknolojik aygıtların kullanımın yaygınlaşmasına yan olarak gözlerde oluşan etkilere ilişkin konuşan Prof. Dr. Taşkapılı sözlerini şöyle sürdürdü: “Okumaların, yazmaların, seyretmelerin arttığı dönemde gözlerdeki çok ufak kusurlar bile insanlarda rahatsızlık verdiği için veya bilgisayar ekranlarında uzun zaman uğraşı 0.25 bile doğrusu bayağı zamanda şikayete yol açmayacak bozukluklar daha keskin ayla gelmeye başladı. Gözlük kullanımı biraz arttı, biz de şayet koruyucu amaçlı da veriyoruz. Ekran ve telefon kullanmaya bağlı favori kuruluk şikayetleri çünkü sürekli ekranın aleyhinde kalınca göz reflekslerinde bir azalmanın neticesinde göz kuruluk şehvetli artıyor. Bu klimaların daha fazla hayata girmesi göz kuruluğunu arttırdı. Mevsimsel olarak alerjik şikayetler, salgınlar ara sıra konjoktivit dediğimiz mikrobik salgınlar da oluşabilmekte. Bilhassa de muhakkak tanı alan, göz bozukluğu olan hastalarımızın mutlaka tedavilerini, randevularını aksatmadan bu işin ardındaki durmalarını, dikkatsizlik etmemelerini söylüyorum. Kornea nakli konusunda yaklaşık olarak Türkiye’nin en çok yapan ilk veya ikinci hastanesiyiz. Her türlü kornea nakli yapılabilmekte, tatmin edici kornea bulabiliyoruz”

“Hastanenin oldukça başarılı olduğunu duymuştum”

Çevresindeki kişilerin hastanedeki başarılı tedavilerinin arkasından kendisinin de tedavisini burada sürdürmeye karar verdiğini anlatan 31 yaşındaki Bahar Hasdemir, “Gözümde bozukluk vardı, numarası da bayağı yüksekti. Daha öncesinde bu hastanenin epeyce başarılı olduğunu duymuştum. Burayı seçim ettim, bir gözüm lazer ameliyatı oldu, diğerine de öbür bir operasyon yaptılar. Netice; numarası yüksek olmasına rağmen gayet başarılı. Etrafımda gözünden sıkıntısı olup buraya gelip tedavi olup iyi olan fazla insan duydum. Hatta büyük kasaba dışından bile gelenler olduğuna şahit oldum. Doğrusu bu da beni cezbetti, buraya gelmeye itti” şeklinde konuştu.

“Rize’den geldim, güven olduğu zaman insan stres yapmıyor”

Rize’den gelen ve lazerle miyop tedavisi yaptıran 32 yaşındaki Fatma Biberoğlu, “Lazer için, gözlükten kurtulmak için geldim. İşlemimi yaptırdım Rize’den geldim. Niçin burayı seçim ettim; daha önce gelen arkadaşlarım vardı, iyi olduğunu duyduğum için göz sağlığını da riske atmak istemedim. Buraya değin geldim. Mutluyum, işlem sonrasında rahatladım, daha şiddet bekliyordum. Gözlük kullanılır ama çocuklu bir aile için gözlük kuvvet. Bir çerçeveye yan yaşamaktansa böyle daha rahatlıyor insan. Bir hastaneye geldiğiniz vakit güven fazla önemli, güven olduğu süre insan bıkkınlık, stres yapmıyor” dedi.

Hasibe Karadağ – Emre Baba
 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.