‘Diz ve kalça kireçlenmelerinde ciddi artış görülüyor’

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İbrahim Azboy, diz ve kalça protezleri ameliyatlarından sonra karşılaşılan komplikasyonların başında gelen yerine koyma enfeksiyonlarının önlenmesi ve tedavisi ile ilgili bilgiler verdi. Prof. Dr. Azboy, günümüzde ihtiyar nüfusun artmasına paralel olarak diz ve kalça kireçlenmelerinde önemli artış görüldüğünü belirterek, “Buna yan olarak diz ve kalça protezi ameliyatları her geçen gün daha yüksek sayılarda uygulanmaktadır. Diz ve kalça eklem protezleri hastaların yaşam kalitelerine ciddi anlamda katkı sunan başarılı ameliyatlardır. Ama bu ameliyatların önemli komplikasyonlarından birisi de yerine geçen kimse enfeksiyonudur. Yüzde 2 civarında görülen bu komplikasyon hastayı ve hekimi önemli anlamda yoran ve sıhhat sistemine önemli maliyetler getiren manâlı bir durumdur. Yerine Koyma enfeksiyonu ile çaba etmek zordur. Tedavi için bazen birkaç ameliyat gerekmektedir. Uzun süre hastalar antibiyotik tedavisi uygulamak zorunda kalmaktadır” diye konuştu.

“Enfeksiyondan korunmak çok önemlidir”
Değiştirme enfeksiyonlarından korunmanın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. İbrahim Azboy, sözlerine şöyle devam etti: “Hastanın immün sistemini geliştiren stratejiler uygulanarak enfeksiyon tehlike azaltılmaya çalışılır. Bunların başında hastanın anemisinin (hemoglobin seviyesinin düşük olması) düzeltilmesi, D vitamininin yükseltilmesi, eşlik eden kronik hastalıklarının ve diyabetinin düzenlenmesi gibi stratejiler uygulanır. Alkol ya da sigara kullanan hastaların ameliyattan 2 ay önce sigara ve alkolü bırakmaları istenir. Keza ameliyathanenin yerine koyma ameliyatlarına yerinde standartlarda olması önemlidir”.

“Tanı geciktikçe enfeksiyon kronik hale gelebilir”
Yedek enfeksiyonlarında tanının önemine uyarı çeken Prof. Dr. Azboy, “Tanının zamanında ve uygun yöntemlerle konması fazla önemlidir. Genellikle yerine geçen kimse enfeksiyonlarının tanısı gecikir ve kronik enfeksiyon haline gelir. Başlangıçta uygunsuz antibiyotik tedaviler sebebiyle enfeksiyon maskelenir, tanı koymakta zorluklar yaşanır. İlk basamak basit teşhis testleri ve klinik kararsızlık durumunda eklem içerisinden akıcı alınarak, analizleri edilir ve kültüre gönderilir. Tanı testlerinin pozitif olması ve kültürde üreme olması ile enfeksiyon tanısı düzenlemek mümkündür” şeklinde konuştu.

“Çare için uygun yöntemi seçmek önemlidir”
Hastanın yaşına, eşlik eden hastalıklarının durumuna, kültürde üreyen organizmanın tipine ve enfeksiyonun tipine bağlı olarak yerinde tedavi yönteminin belirlendiğini açıklayan Prof. Dr. Azboy, şu bilgileri verdi: “Bu yöntemlerden biri eklemin temizlenip yıkanması ve implantların korunarak polietilen parçaların değiştirilmesinin peşinde antibiyotik tedavisi dediğimiz yöntemdir. Diğer bir yöntem ise tek derece derece değişimdir. Bu yöntemde bütün implantlar çıkarılır, etkili bir temizlik yapılır ve aynı aşamada her tarafta implant yerleştirilir. Diğer bir yöntem ise iki kademeli değişimdir. Bu yöntemde hastanın protezleri çıkarılır, etkili bir temizlik yapılır ve yüksek doz antibiyotik taşıyan geçici bir çimento yerleştirilir. Genellikle 2-3 ay antibiyotik tedavisi sonrası çimento çıkarılarak tekrar protez yerleştirilir”.

“Tedavide galibiyet için takım çalışması şarttır”
Protez enfeksiyonlarının tedavisinde başarılı olabilmek için takım çalışmasının önemine değinen Prof. Dr. Azboy, “Protez enfeksiyonlarının başarısında ortopedik cerrahın konuya egemen ve tecrübeli olması, uygun çare yöntemini seçim edilmesi ve hastanın yakın takibi fazla önemlidir. Bunun yanına enfeksiyon hastalıkları, mikrobiyoloji biyokimya ve zorunlu durumlarda patoloji uzmanından oluşan bir ekiple birlikte çalışmak başarıyı artırmaktadır” ifadelerini kullandı.