DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Uzmanından sağlıklı bağırsaklar için tavsiyeler

Uzmanından sağlıklı bağırsaklar için tavsiyeler
03.04.2022
317
A+
A-

Son yıllarda yapılan incelemeler bağırsakların insan sağlığında çok büyük rol oynadığını ortaya koydu. İkinci beyin olarak adlandırılan bağırsaklar, bağışıklık sisteminden sindirim sistemine, beyne, hormonlara, cilde ve böbrek üstü bezlerine dek vücudun hemencecik tüm sistemlerini ve bölümünü etkiliyor. Uzman Diyetisyen Tuğçe Yılmaz, bağırsak sağlığının nasıl korunması gerektiği hakkında bilgi verdi. Bağırsakların vücudun bütün sistemine etki ettiğini belirten Yılmaz, “Son yıllarda yapılan incelemeler bağırsakların insan sağlığında sanıldığından fazla daha büyük rol oynadığını ortaya koydu. Bundan Böyle biliyoruz fakat dinç bir hayat, dinç bağırsaklar olmadan olası değil. Bağırsaklar bağışıklık sisteminden sindirim sistemine, beyne, hormonlara, cilde ve böbrek üstü bezlerine kadar vücudun anında tüm sistemlerini ve bölümünü etkiliyor. Bu da bağırsakları insan sağlığında etkin unsurlar arasında birincil sıraya oturtuyor. Otoimmün hastalıklar, yürek hastalığı, kanser veya şehvetli sıhhat sorunları gibi kronik bir hastalık etiyolojisinde bağırsak sağlığının oynadığı roller artık daha fazla araştırmanın konusu haline geldi” ifadelerini kullandı.

“Vücudun toprağı bağırsaklardır”

Vücudun toprağının bağırsaklar olduğunu bildiren Yılmaz, “Bir benzetme yapacak olursak, vücudun toprağı bağırsaklardır. Tıpatıp bereketli, dinç toprağın bol mahsul, zengin hasat vermesi gibi dinç bağırsakların bize yansıması da tıpkı öyle dinç ve mutlu bir yaşam şeklinde olur.”

Gıda şeklinin ve kontrolsüz ilaç kullanımının bağırsak sağlığını olumsuz etkilediğini ifade eden Yılmaz, “Bebeklikten yetişkinliğe dışarı giden süreçte bağırsak mikrobiyotası (mikroskobik canlıların oluşturduğu koloni) değişim gösterir. Bu değişim beslenme ile yakından ilişkilidir. Düşük lif tüketimi, az su içme, trans yağlar, tamamlanmış gıdalar, kontrolsüz hap kullanımı (bilhassa antibiyotik), sezaryen doğum, toksinler, ağır metal, gerginlik gibi birçok etmen mikrobiyotayı negatif etkiler. Sağlıklı bağırsak mikrobiyotasının bozulması sonucunda disbiyozis gelişir. Yani o koloninin dengesi, kimyası bozulur. Bağırsak hücreleri hasara uğrar. Bu yüzden yiyecekler iyi sindirilemez ve bağışıklık sistemi aralıksız uyarılır. Bunun sonucunda da otoimmün hastalıklar ortaya çıkar. Sorunlar metabolizmanın en kuvvetsiz yerinden dışa vurur. Ondan daha sonra gelsin tetkikler, ilaçlar, gelsin düşük hayat kalitesi, gelsin ızdıraplı bir yaşam” diye konuştu.

Modern hayatın sunduğu koşullarda yararlı bakterilerin çoğunun kaybedildiğine şive yapan Yılmaz, “Modern yaşamın bizlere sunduğu koşullarda mikrobiyotamızdaki probiyotik bakterilerin çoğunu kaybetmiş durumdayız. Peki, olumsuz etkilenen bağırsak mikrobiyotamızı düzeltmek için neler yapmalıyız? Diyet modeli olarak Akdeniz diyetini benimsemeliyiz. Tabağımızda rengarenk sebzeler, meyveler, bütün tahıl, yağlı tohum, ölçüsünde protein, temel perhiz yağı olarak zeytinyağı ve baharatlar bulunmalıdır. Batı tarzı diyet modelinden uzak durmalıyız. Fermente besinler (turşu, yoğurt, boza, sirke, vb.) bağırsak mikrobiyotasında yer alan probiyotik bakterileri arttırır, bu da sağlığımıza olumlu yansır. ‘Intermittent fasting’ (IF) öteki ismiyle kesik kesik oruç bir diyet çeşididir. Belirli bir süre aç kalarak ve yeme süresini sınırlamak sağlığı iyileştirmeyi amaçlar. Yapılan incelemeler, kesik kesik oruç yönteminden bağırsak mikrobiyotasının olumlu etkilendiğini göstermektedir. Kronik bir rahatsızlığınız varsa kesik kesik orucu uygulamadan önce mutlaka diyetisyeninize danışın” ifadelerini kullandı.

“Bağırsaklar hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır”

Bağırsaklar hasta olduğunda vücudun geri kalanının da etkilendiğini belirten Yılmaz, “Gerginlik yönetimini sağlamalısınız. Stres hayatın alışılagelmiş bir parçasıdır fakat kesintisiz olduğu durumlarda ayrıca psikolojik hem de biyolojik sorunlara niçin olabilir. Sağlıklı bir sirkadiyen ritme sahip olmalısınız. Sirkadiyen ritm, organizmanın biyoloji ile ilgili saatini, vücut işlevlerinin düzenli olarak işleyişini ifade eder. Sağlıklı bir sirkadiyen ritme sahip almak için günlük 7-8 saat uyumaya, uyku öncesi elektronik aletlerden uzaktan durmaya, akşam yemeğini çok geç yememeye, saat 17.00’den sonra kafeinli meşrubat tüketmemeye itina gösterilmelidir. Içki ve sigaradan uzaktan durulmalıdır. Bu ikisi bağırsak mikrobiyotasının dengesini bozan esas faktörler aralarında yer alır. Ilımlı düzeyde çalışma yapılmalıdır. Dünya Sağlık Durumu Örgütü’nün önerisine kadar haftada minimum 150 dakika egzersiz yapılmalıdır. Antibiyotik, streoid gibi ilaçların mikrobiyota üstünde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Icabında zeki hap, vitamin, mineral alımı yapılmalıdır. Vitamin, mineral alımınız kontrollü olmalıdır. Kanıta dayalı probiyotik, prebiyotik kullanılmalıdır. Arkadaş mikroorganizmalar olarak adlandırılan probiyotikler, FAO/WHO göre yeterli miktarda tüketildiklerinde insan sağlığına yardımsever etkileri olan canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanmaktadır. Hipokrat’ın söylediği gibi ‘Bütün hastalıklar bağırsakta başlar. Bağırsaklar hasta ise vücudun geri kalan kısmı da hastadır.’ Bağırsakların ikinci beyin olduğu, daha iyi bir sıhhat için bağırsak mikrobiyota çeşitliliğinin korunması gerektiği unutulmamalıdır” dedi.

Zöhre Alagöz
 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.