Sağlıklı bir şekilde oruç tutmak isteyenler bu uyarıları dikkate alsın

Yaşamın her döneminde olduğu gibi ramazan ayında da oruç tutan kişilerin yeterli ve dengelenmiş beslenmeyi sağlamaları gerektiğini ve bunun da gayet muhtemel olduğunu kaydeden Diyetisyen Emel Çam, “Herhangi bir sağlık durumu problemi yaşamamak namına kişilerin öğün planı, öğün içeriği ve su tüketimi gibi hususlara uyarı etmesi manâlı. Sahur öğünü atlanmamalı, tercihen kahvaltı şeklinde yapılmalıdır. Sahur yapılmaması 15 saatlik oruç süresinin uzamasına ve bu da arzu kan şekerinin günün erken saatinde düşmesine sebep olur. Sahurda proteinden zengin besinlere siklet verilmesi oruç tuttuğunuz saat her tarafında daha tok hissetmenize sebep olacaktır. böylece kahvaltı biçiminde yapılacak bir sahur öğünü; ihtiyaca tarafından 1-2 yumurta, süt grubu bir gıda veya ham kuruyemiş içermelidir” dedi.
“Dispepsi sorununa karşısında fazla tuzlu ve yağlı yiyecekleri seçim etmeyin”
Oruca başlarken fazla tuz, yağlı yiyeceklerin tercih edilmesi şahısların sindirim güçlüğü sıkıntısı yaşamasına sebep olabildiği gibi kilo alma riskini de arttırabildiğini kaydeden Beslenme Uzmanı Emel Çam, “Gün her tarafında susamış ve aç kalmak kabızlığa sebep olabilir bu nedenle kesin menüye ham sebze eklenmeli” dedi.
“İftar ile sahur aralarında bol su tüketin”
Uzun süren özlem ile beraber vücudun susamış da kaldığını bu sebeple iftar ile sahur arasında susama hissetmese dahi kişinin 2-2,5 litre su tüketmesini öneren Beslenme Uzmanı Emel Çam, “Standart bir su bardağı ile 12-14 su bardağı olarak düşünülebilir. Birey her başlıca ve ara öğün öncesi-sonrası ikişer su bardağı edinmek üzere su tüketmeyi alışkanlık haline getirebilirse, vücudun ihtiyacı olan su miktarını karşılayabilir. Tüketilen su miktarına; yeşil çay, siyah nehir, kahve, meyve çayı gibi sıvılar dahil değildir” dedi.
“Sahur ile iftar arasında ara öğün tüketilmeli mi?”
Gün boyunca iftar ve sahur arasına kişinin ihtiyacına uygun porsiyon ve sıklıkta ara öğün eklenebileceğini kaydeden Çam, “Gün baştan başa vücudun gereksinimi olan vitamin mineral ihtiyacını yerine getirmek için ara öğüne taze meyve eklemek dinç bir tercih olacaktır. Ramazanda kabızlık sık görülen bir problem olabiliyor, o nedenle muz yerine posa yönünden zengin kivi, elma, armut gibi meyveler tüketilebilir. Tercihen yanına süt, yoğurt grubu eklenebilir” dedi.
“İftarda pat diye yemeğe yüklenmeyin”
İftar sofrasında mutlaka belirli bir gıda düzenini takip edilmesini öneren Diyetisyen Emel Çam, “Orucu su ve bir iftariyelik seçeneği ile açtıktan sonradan çorba ve bir arz salata ile devam edip kişi beslenmesine 15-20 dakika ara vermelidir. Bu ara kişinin dispepsi, şişkinlik gibi sindirim sorunları yaşamamasına vesile olacaktır. Sonrasında öteki esas yemek seçeneği ve yoğurt, ayran gibi seçenekler tüketilebilir. Bu gıda grupları için belirtilen miktarlar saptamak dürüst olmayacaktır. Her bireyin ihtiyacı fiziki aktivite düzeyine, yaşına, uzunlamasına, hayat şekline ve sağlık durumu koşullarına kadar değişkenlik gösterir. Öğüt edeceğimiz uygun bir iftar menüsü; Çorba, 1-2 dilim tam buğday ekmeği veya kepekli pilav – makarna gibi kan şekerini dengelenmiş bir şekilde yükselten karbonhidrat grubu bir gıda, eksik yağlı veya yağsız kırmızı et, tavuk, köfte gibi hayvansal protein taşıyan ya da nohut, kuru fasulye gibi bitkisel protein içeren bir gıda grubu, sebze yemeği ya da salata içermelidir” ifadelerini kullandı.
İsmail Ümit Dilşen