DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Oruç tutacaklara uyarı: Sahursuz oruç kalp krizi riskini artırıyor

Oruç tutacaklara uyarı: Sahursuz oruç kalp krizi riskini artırıyor
02.04.2022
160
A+
A-

11 ayın sultanı Ramazan ayı heyecanını hissettirmeye başladı. İlk oruçla birlikte daha dinç bir Ramazan ayı geçirilmesi noktasında tavsiyelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Canan Hecer, iftarda ve sahurda içten ve dengelenmiş beslenmenin sağlığı gözetmek için kayda değer olduğuna uyarı çekti.

Sahura mutlaka kalkılması gerektiğini ve sahur yapmadan yemek yiyip, yatmanın iftarda yemeğe fazla yüklenildiği için kalp krizi riskini arttırdığı kaydeden Prof. Dr. Canan Hecer, bu süreci kilo vermek isteyenlerin ise fırsata dönüştürebileceğini söyleyerek, “İftardan daha sonra 1 saatlik yürüyüş yapılması ve tatlı yerine birkaç dilim tarçınlı elma tüketilmesi metabolizmayı hızlandırdığı gibi zayıflamaya da muavin olacaktır“ dedi.

Prof. Dr. Canan Hecer, iftarın olmazsa olmazı olarak çorbayı sinyâl ederken, daha ardından ufak bir ara verip, hafif dengeli beslenmenin manâlı olduğunu vurguladı. Tuz tüketimine de değinen Hecer, sahurda tüketilecek orantısız tuzun gün içerisinde susama oluşturacağı için tuz ve yağlı yiyecekler yerine sahurda kahvaltılık ve haşlanmış yumurta tüketilmesinin daha yararlı olacağını belirtti.

“Çorba ayrıca besleyici keza doyurucu”

İftarın olmazsa olmazı çorba olduğunu söyleyen Hecer, “Çorba ayrıca çok besleyici hem de doyurucu özelliği var. Çorbamızı içelim, midemizde gezinsin, mide çeperlerini sarsın oysa fazla yemeyelim ve mide asitliğimizi düşürsün. 15 dakika ara verip, kendimize gelelim ve arkasında hafif çapta dengeli beslenelim. Dengelenmiş beslenmek derken mutlaka sebzemiz olsun. Etimiz olsun diyorum, lakin natürel fakat alım gücüyle alakalı bir şey bu da. Mutlaka en azından tavuk tarzı ve eksik da olsa kırmızı ete yer verelim” dedi.

Limon demir sindiriminde önemli

Türkiye’nin sağlık konusunda en önemli sorunlarından birinin kansızlık ve demir eksikliği olduğunu belirten Hecer, “Demir eksikliği anemisi Türkiye’de zaten çok yoğun. bu nedenle de besindeki demiri elde etmek lazım. Ispanağın içinde, hayvansal gıdalarda ve ette bol demir var, fakat bunları az tüketiyorsak, kurubaklagilden yani mercimekten, kuru fasulyeden demir ihtiyacını karşılayabiliriz. Yeşil yapraklı sebzelerde de demir bulunmakta, ancak demirin oradaki emilimini arttırmak için yemeğin içine bir tutam kıyma katalım. Normalde bir sebzedeki ya da kurubaklagildeki demirin yüzde 4’ü ila 15’i emilebilmektedir. Vücudumuz o kadarından faydalanabiliyor. Ama bunun içerisine biz bir parça et katarsak ve azıcık da C vitaminini arttırırsak, örneğin limon sıkarsak o zaman demirin emilimini yüzde 40’lara dek çıkartabiliriz. Et tüketemiyorsak bile böyle destekleyebiliriz” diye konuştu.

“İftarda yemeğe pozitif yüklenmek yürek krizi riskini arttırır”

Sahura mutlaka kalkılması gerektiğini, tok bir şekilde yatıp sahura kalkmamanın sağlık durumu için tehlikeli olduğuna uyarı çeken Hecer, “Karnımız toksa ve sahura kalkmamak için yiyip yatıyorsak, bu koşul midemizde çok büyük bir rahatsızlık oluşturacaktır. Sahursuz oruç tuttuğumuzda iftarda çok aç olacağımız için yemeğe fazla yükleniriz bu da yürek krizi riskini arttırır. O yüzden yatarken midemiz azıcık abes olsun. O vakit sahurda yiyip yeniden yatacağız diyeceksiniz, sahurda hafif yiyeceğiz. Kahvaltı ile geçirelim. Yumurta mutlaka tüketelim çünkü bizi tok tutacaktır ve aynı zamanda mükemmel bir demir kaynağıdır. Bağışıklık sistemimizi güçlendirecektir. Bir yumurtayı haşlayalım yanına da kahvaltılıkla mutlaka sahurumuzu yapalım” şeklinde konuştu.

“Tarçınlı elma metabolizmanızı hızlandırır”

İftardan sonra yapılacak sporun kilo vermeye tezgâhtar olacağını söyleyen Hecer, “Evlerimizin etrafında parklar var, yeşil alanlar var. Bu parklarda yavaş tempoda bile 1 saat değin yürüyüş yapıp, daha sonra gelip tatlı ya da meyvemizi yiyebiliriz. Tatlı yemek istiyorsak, bu güzel bir sütlaç, kazandibi olabilir. hiç olmazsa bir helva kavurabiliriz. Bu stil tatlılar, yani bir baklava, şöbiyet yok de hafif tatlılar daha yardımcı olur. Tatlı yerine daha fazla hafif, kalorisi düşük fakat vitamin yönünden varlıklı meyveleri önerebiliriz. Yeşil elma da tüketebilirsiniz. Yeşil elmayı üstüne tarçın dökerek tüketebilirsiniz. Böylece metabolizmanız daha da hızlanır. Fakat tüm gün aç kalan mideyi fazla artı doldurmamak gerekiyor. Somurtkan halde kalp krizini riski artar, tansiyon ise tetiklenebilir” diye konuştu.

“Ramazan ayında zayıflamak mümkün”

Öğün atlayarak daha kolay zayıflamayı düşünmenin yanlış olduğunu da aktaran Hecer, “Öğün atlatmak size zayıflamanız konusunda asistan olmaz. Mide manâsız kaldığında besini depolayacaktır. Yediğiniz her şey aç kaldığınız için depolanacaktır. Ama ahenkli beslenirsek, öğün atlamazsak o zaman gerekli olanı beden alır” İfadelerinde bulundu.

“Ramazan ayında tuzlu tüketiminde özenli olmalıyız”

Gün içerisinde susamış kalmamak için iftar ve sahurda tuzlu yiyeceklerden uzakta durulması gerektiğini dile getiren Hecer, “Tuzlu tüketiminin pozitif olması bizde susuzluk şehvetli oluşturacağından gün içerisinde fazla fazla su ihtiyacımız olacak. İftar ve sahurda tuz konusunda dikkat etmeliyiz. Sahurda kızartma yemektense domates, salatalık gibi su değeri yüksek besinler tüketmek su ihtiyacımızı azaltacaktır. İftarda muhakkak susamış kalmayalım. Günde 4 litre su da içmeyin. Çünkü anlamsız mideyle fazla su tüketmek su zehirlenmesine neden olur” dedi.

Son olarak hasta kişilerin oruç tutmamalarını da öneren Hecer, hasta bireylerin oruç tutması sebebiyle fazla daha büyük afiyet sorunlarıyla karşılaşılabileceğini ifade ederek sözlerini sonlandırdı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.