‘Ramazan’da yemek seçimine ve süresine dikkat edin’

Ramazan ayı, oruç tutanlar için besin ve hayat şeklinin değiştiği bir aydır. Ramazan ayı baştan başa beslenme şekilleri ve süreleri de değişir. Bu ayda nasıl beslenmemiz gerektiği ile ilgili data veren Medicine Hospital Besin ve Perhiz Bölümü’nden Uzm. Dyt. Hafize Öğün Dudioğlu, “ Ramazanda dinç beslemek için yemek süresi ve seçimine dikkatli olmak gerekir. Beden uzun vakit aç kaldığı için, iftar saatine kadar kan şekerinde düşme durumu yaşanabilir” dedi.
“Düşük kan şekeri seviyeleri çabuk ve fazla yemek yemek yeme ricası doğurabilir”
Bireylerin, düşük kan şekeri seviyeleri nedeniyle seri ve aşırı yeme isteği hissedebileceğine dikkat çeken Uzm. Dyt. Dudioğlu “Orucun birincil günlerinde gıda düzenindeki değişimden nedeniyle kabızlık, mide yanması, uyku hali, baş dönmesi, baş ağrısı, kan şekeri düşüklüğü ve kilo artışı gibi bazı sağlık durumu sorunları ile karşılaşılabilir. bu nedenle bu dengeyi bozmamak namına sahur öğünü mutlaka yapılmalıdır” biçiminde konuştu.
Uzm. Dyt. Dudioğlu, Ramazan ayında beslenmeye dair şu önerilerde bulundu:
“İftarda yağlı, kızartılmış, fazla baharatlı ve yüksek kalori taşıyan gıdaları tüketmek yerine, uzun vakit aç kaldıktan daha sonra mideyi yormamak namına hafif gıdalar tercih edilmelidir. Gün boyu dinç edebilmek için protein ve lif açısından varlıklı olan ( kuru baklagiller -kuru fasulye, mercimek, nohut-, kepekli tahıllar ve bütün buğday ekmeği, sebzeler ve salata) besleyici gıdalar tercih edilmelidir. Yüksek yağ ve karbonhidrat taşıyan besinlere öğünlerde daha eksik yer verilmelidir. Süratli yemek yemek bilhassa mide rahatsızlıklarını tetikleyebileceği için besinler iyi çiğnenmelidir. Tokluk hissinin 15-20 dakika içerisinde oluştuğu bilinmeli, yemekler buna kadar daha yavaş tüketilmelidir.-Karbonhidrat alımına uyarı edilmelidir. Uzun vakit açlıktan sonra bir anda yüksek seviyede karbonhidrat alınması sıhhat sorunlarına niçin olabilir. bu nedenle beyaz ekmek, makarna, pilav veya hamur işi gibi glisemik indeksi yüksek olan gıdalar yerine, karbonhidrat ihtiyacını tedarik eden ama kan şekerini hızla yükseltmeyen düşük glisemik indekse sahip kepekli ekmek, bütün buğday ürünleri veya bulgur pilavı gibi besinler seçim edilebilir. Yemekleri pişirme yöntemlerinin de kayda değer olduğunu unutulmamalıdır. Özellikle ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle hazırlanmalıdır. Istikrarsız tüketimine dikkat edilmelidir. İftar ve sahur aralarında 2-2,5 litre su içmeye özen gösterilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar ya da meyve tercih edilmelidir. Sahurda iftara kıyasla daha hafif ve uzun zaman tok tutacak gıdaların tüketilmelidir. Protein açısından varlıklı olan süt ürünleri (yoğurt, süt, ayran, yumurta, peynir ), lif açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler ve bütün buğday ürünleri sahurda tüketilebilir. Çay ve kahve gibi içecekler, su kaybını hızlandırdığı için sahurda çok pozitif tercih edilmemelidir.”