Uzmanından uyarı: ‘Tedavi edilemeyen obezite kısırlığa neden olabilir’

Medical Park Ordu Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Erkan Aksoy, obezite hastalığı ve tedavi yolları hakkında açıklamalarda bulundu.
“Hatalı beslenme alışkanlıkları obeziteyi tetikleyebilir”
Obeziteye aşırı ve hatalı beslenme alışkanlıkları, hormonal etkenler, durağan yaşam tarzı ve genetik geçişin sebep olabileceğini ifade eden Opr. Dr. Erkan Aksoy, “Bariatrik cerrahi olarak da aşina obezite cerrahisi, cisim kitle indeksi 40 ve üzeri olan (morbid obez) ya da cisim kitle indeksi 35’in üstünde olan ve bilirkişi denetiminde tıbbi gıda, çalışma, medikal çare gibi yöntemlerle zayıflayamayan hastalara önerilmektedir. Obezite cerrahisi ceset kitle indeksi 35 ve üzeri olan veya 40’ın üstünde morbid obez hastalarda kilo kaybının sürdürülebilmesinde tek etkili usul olarak belirtilmektedir. bununla beraber gövde kitle indeksi 35’in üzerinde olup, kardiyovasküler hastalıklar, diyabet tedavisi gibi yandaş hastalıkları olan hastalar için de yağ dokusundan kurtulamadıkları takdirde obezite cerrahisi uygulanabilmektedir” diye konuştu.
“Tek gaye aşırı kilolardan kurtulmak yok”
Opr. Dr. Erkan Aksoy, obezite ameliyatlarının belli başlı amacının kilo verdirmek olmadığını, kilo ile beraber yandaş hastalıklarından da kurtulduklarını söyledi. Opr. Dr. Erkan Aksoy, obezite hastalarının hangi ameliyatı olması gerektiğine gerekli değerlendirmelerden sonradan karar verdiklerini belirterek 4 ayrı obezite ameliyatı tekniği hakkında bilgiler paylaştı.
“Tüp midede midenin yüzde 80-90’ı çıkartılıyor”
Opr. Dr. Erkan Aksoy şunları söyledi:
“Tüp mide ameliyatında midenin yüzde 80-90 kadarı çıkartılarak mide bir tüp haline getirilir. Kişinin kalori alımı azaltılır. Tüp mide ameliyatı da kapalı yöntemle, bir-iki saatlik sürede yapılır. Hastanede yatış süresi ise iki-üç gündür. Ameliyat ardından hastalar iki hafta istikrarsız, daha sonraki iki hafta da yumuşak gıdalar tükettikten sonradan adi gıdaya geçebilirler. Vitamin takviyeleri gerekebilir. Bu ameliyat yönteminde midenin fundus bölgesi iyice çıkartılarak Ghrelin hormonunun salınımı engellenir, bu vesile ile kişinin iştahının azalmasına muavin olunur. Bu ameliyat sonrasında kişiler 1 sene içinde artı kilolarının ortalama yüzde 80 kadarını kaybedebilirler. Bu ameliyattan sonradan gıdaların en ince ayrıntısına kadar çiğnenip, ufak porsiyonlar halinde tüketilmesine uyarı edilmelidir. Bunun yanı sıra egzersiz de unutulmamalıdır. Verilen kiloları her tarafta almamak için özellikle rafine şekerli, yüksek kalorili akıcı gıdaları da bol miktarda tüketmekten kaçınılmalıdır.”
“Gastrik by-pass’ta mide biri büyük iki parçaya ayrılıyor”
“Gastrik Bypass ameliyatları dünyada yaygın yapılan bariatrik cerrahi işlemlerden biridir. Bu yöntemde temel olarak mide biri büyük, diğeri küçük edinmek üzere iki parçaya ayrılır. Oluşturulan yeni küçük mide ile ince bağırsağın başlangıcından itibaren bir kısmı ve onikiparmak bağırsağı atlanarak her tarafta birleştirilir. İki koşul hedeflenir. Birincisi kişinin kalori alımı kısıtlanır, ikinci olarak yenilen besinlerin emilimi azaltılır. Bu yöntemler de günümüzde laparoskopik olarak başarıyla uygulanır. Gastrik Bypass ameliyatları dünyada yaygın yapılan bariatrik cerrahi işlemlerden biridir. Obezite ve obeziteye bağlı sıhhat sorunlarını çözmede metabolik etkinliği en fazla yöntemlerden biridir. Kilo verilmesi 1.5 yıla değin devam edebilir. Ameliyat sonrası takip önemlidir. Hastalar uzun süre vitamin alınımı gereksinimi duyabilirler. Beslenmeleri konusunda beslenme uzmanı ve hekimleri ile irtibatta olmaları önemlidir.”
“Ufak gastrik bypass’ın ameliyat süresi daha kısa”
“Gastrik Bypass ameliyatının daha kolay uygulanabilen bir modifikasyonudur. Uzun bir mide poşu oluşturulduktan sonra başlangıçtan 2 metre sonraki ince bağırsak parçası mide poşu ile birleştirilir. Ameliyat süresi daha kısa ve maliyeti daha az olmasına karşın, alıcı 2 diyabeti geçirme ve zayıflama etkisi çok başarılıdır. En kayda değer dezavantajı; RNY Gastrik Bypass’da olduğu gibi oluşturulan poş açık havada geri kalan midenin daha sonraları endoskopik görüntülenmemesi ve hastaların uzun vadede vitamin alımına gereksinim duyabilmeleridir.”
“Roux-n-y gastrik bypass’ta günlük yiyecek ve kalori alımı kısıtlanıyor”
“Rouxen-Y Gastrik Bypass operasyonu keza obezite cerrahisinde keza de metabolik cerrahide uygulanan bir tedavi yöntemidir. Rouxen-Y Gastrik Bypass iki aşamadan oluşur. İlk önce yemek yemek borusu ile bağlantı olan 30 mililitrelik ufak bir mide poşu oluşturulur. İnce bağırsaklar oluşturulan mide poşuna kuytu ulaşacak noktadan ayrılarak, daha aşağı ince bağırsak kısmı yukarı çekilerek oluşturulan yeni mide poşuna bağlanır. İkinci aşamada ayrılan ince bağırsağın üstteki kısmı, mideye bağlanan bağırsağın 150 cm’ sine bağlanır. Operasyon kapalı (laparoskopik) yöntemle yapılmaktadır. Oluşturulan mide poşu küçük olduğu için günlük yiyecek ve buna ast kalori alımı kısıtlanır. Uygulanan bu bariatrik ve metabolik cerrahi tipinde ince bağırsağın belirli bir kısmı atlandığı (bypass) için yiyeceklerin sindirime uğrayıp, emildiği toplam bağırsak uzunluğu kısalır; böylece emilim bozukluğu oluşturularak vücuda alınan kalori ve yağ miktarı azaltılır. Oluşturulan yeni sindirim yoluna bağlı olarak salgılanan birtakım bağırsak hormonlarının miktarı değişerek açlık baskılanır, hastada doygunluk duygusal sağlanır ve şeker metabolizması düzenlenerek alıcı 2 diyabet iyileştirilir. Bu bariatrik prosedürle hastanın artı kilosunun yüzde 60-80’ini vermesi beklenir. Revizyon cerrahisinde de çoğunlukla kullanılmaktadır.”
Metin Akyürek