‘Obezitede Batı Karadeniz birinci sırada’

Atlas Üniversitesi Besin ve Diyetetik Birim Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan obeziteden korunmanın yolunun dinç, yeterli ve dengeli beslenmeden geçtiğini söyledi. 4 Mart Dünya Obezite Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunun Prof. Dr. M. Emel Alphan, beden yağının artışı olarak tanımlanan obezitenin yürek-damar hastalıkları, diyabet, karaciğer yağlanması ve hipertansiyon ilk kez olmak üzere pek çok hastalığın nedeni olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Alphan, obezitenin esas sebeplerini açıklarken, “Vücuda besinlerle ihtiyaçtan pozitif alınan enerji ile vücutta yağ miktarı artar. Fast-food tarzı besinler gibi enerji içeriği yüksek besinlerle sık beslenmek ve fiziksel aktivitenin azlığı obezitenin esas sebeplerindendir” dedi.
“En obez Batı Karadeniz”
2010 yılında TURDEP-2 çalışmasına göre, Türkiye’de yüzde 35,9 olan obezite oranlarının 2019 TBSA çalışması sonuçlarına göre yüzde 31,5 oranına gerilediğini açıklayan Prof. Dr. Alphan, “Fazla kiloluluk oranı ayrıca erkeklerde keza de kadınlarda yüzde 40 dolaylarındadır. Bölgelere göre, ayrıldığında obezite oranı yüzde 37,5 oranıyla Batı Karadeniz Bölgesi birinci sırada, yüzde 36,9 oranıyla Orta Anadolu Bölgesi ikinci sırada yer almaktadır. Bu veriler obezitenin artmaya devam ettiğini vurgularken, gerçekten önlenebilir bir rahatsızlık olduğunu da hatırlatmak gerekir. Son 20 yıldır obezite çocuklarda da görülmekte olup obez çocukların yüzde 30’unun çoğunluk döneminde de obez olacakları varsayım edilmektedir. Çocukluk çağındaki şişmanlığın çocuklarda tip2 diyabete (yetişkinlerde daha sık olan) niçin olduğu da hatırlanırsa çocukluk çağından itibaren obeziteden korunmakla ve ekseriyet döneminde obezitenin neden olduğu hastalıklardan korunmak muhtemel olacaktır” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Alphan, obeziteye dair açıklamalarına şu şekilde devam etti:
Obezite sebepleri nelerdir?
“Obezite, basit bir enerji dengesizliği sorunu olarak ya da kalıtımsal sorunu olarak görülmemelidir. Obeziyete neden olan faktörler incelendiğinde, beyinde özlem ve tokluk merkezlerini idare eden transmitterlerden bağırsaklardaki mikrobiyotayı oluşturan bakterilere değin, nitelikli ve uyumlu bir uykudan, obezojenik çevreye (fast-food tarzı besin, bedenen durağan olma, yanlış besin alışkanlıkları ve pişirme yöntemleri) değin, hem beyinde yer alan iştahı denetçi endokanbinoid sistemden iklim değişikliğinin yol açtığı sera gazı salınımına dek böylece fazla nedenin obezitenin oluşumunda etkili olduğu son zamanlarda yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur. Farklı yaş gruplarında enerji gereksiniminin değişmesine karşın eski yanlış besin alışkanlıklarının sürdürülmesi özellikle yaşın artmasıyla birlikte bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların nedeni olarak karşımıza çıkıyor.
Fazla kilolu veya obez olup olunmadığının saptanmasında Ceset Kütle İndeksi (BKİ) adı bahşedilen bir hesaplama yöntemi kullanılır. BKİ, şahısların kilogram cinsinden gövde ağırlığının, metre cinsinden boyun karesine bölünmesiyle hesaplanabilir. BKİ değeri 25 kg/m2’den yüksekse artı kilolu, 30 kg/m2’den yüksek ise obez kabul edilir. Bel çevresinin kadınlarda 88 santimetre, erkeklerde 102 santimetrenin üstünde olması metabolik hastalıklara yakalanma riskini arttıracaktır. Türkiye de erkek tipi şişmanlık olarak kabul edilen Abdominal obezitenin bilhassa kadınlarda (yüzde 54) çok yüksek olduğunu da spesifize etmek gerekir.
Obeziteden korunma yolları
Dinç, yeterli ve dengeli besin obeziteden korur. Enerji ve beslenme öğesi ihtiyaçları her yaştaki insanda farklıdır. Obeziteden korunmak için her yaşa yerinde miktarlarda edinmek üzere dinç yemek yemek tabağı her öğünde oluşturulmalıdır. Aşağıdaki Türkiye’ye Özgü Besin Rehberinde gösterildiği gibi Dinç Yemek Tabağı’nın yarıya yakını sebze ve meyvelerden (günde minimum 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir), çeyreği tahıllardan (bütün buğday ekmeği vb. posalı tahılar) ve kalanı da peynir, süt, yoğurt, eksik yağlı süt ve süt ürünleri ile yumurta, et balık, tavuk ve kurubaklagillerden oluşan bir gıda tarzını aralıksız uygulamak obeziteden koruyacaktır. Yağlar az miktarlarda yemeklere lezzet saptamak için kullanılabilir. Tereyağı gibi dolu yağlardan uzakta durmak zeytinyağı ağırlıklı lakin eksik miktarda da öteki akışkan yağlarla yemekleri pişirmek gerekir. Şeker ve şekerli besinlerin elbette tüketilmemesi gereklidir. Şekerli meyve suyu ve meşrubatların yerine su içilmelidir. Çünkü bu nesil içecekler vücuttaki yağlanmayı arttıran yüksek fruktozlu mısır şurubu içerirler.
Sıhhat yemek tabağı için iki örnek: Köfte, bulgur pilavı, girift salata ve ayran. Kuru fasulye, pilav, karmakarışık salata, ayran ile sağlıklı yemek tabağını tamamlamak olası olacaktır.
Bireysel olarak toplam yağ ve şekerlerden enerji alımını sınırlamak, meyve, sebze ve baklagil tüketimini arttırmak ve uyumlu fiziki aktivite yapmak obeziteden korunmada esas önerilerdir. Dünya Afiyet Örgütü; sağlıklı yapabilmek için fiziksel aktiviteyi çocukların günde 60 dakika ve yetişkinlerin haftada 150 dakika yapmalarını önermiştir.
sosyal medya ve internet ortamındaki diyetler şahsi olmadıkları için uygulanmaları dinç değildir hatta bu nesil diyetlerle zayıflansa bile verildiğinden çok daha fazla kilo geri alınır. Obezlerin doktor, fizyoterapist ve diyetisyenlerle ve gerektiğinde psikolog ve aile desteğiyle sağlıklı, yeterli ve dengeli bir beslenme programı uygulamaları obezitenin tedavisinde başarıyı getirecektir.”