DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

Çadır kentteki asıl tehlike korona virüsü

Çadır kentteki asıl tehlike korona virüsü
14.11.2020
333
A+
A-

İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki deprem nedeniyle evleri yıkılan ya da ağır hasar gören onlarca kişi, oluşturulan çadır kentlerdeki deprem çadırlarında yaşamaya başladı. Yaşanan facianın ardından korona virüsünün vakalarının artması, hijyen kuralarını tekrar akıllara getirdi.

Havaların soğuk olması nedeniyle insanların kapalı yerlerde iç içe yaşadığını belirten Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya, korona virüsü hastası 1 kişinin 10 dakika içerisinde uygun olmayan koşullarda bir arada bulunduğu 10 kişiyi enfekte edebildiğini, 14 gün içerisinde ise 700’den fazla kişiye virüs bulaştırabileceğini söyledi. Prof. Dr. Sakarya, “Çadır kentte yaşamaya çalışan depremzedeler ve facianın meydana geldiği andan itibaren bu kişilere yardım eden gönüllülerin test yaptırması, testi pozitif çıkan kişilerin ise bir an önce izole edilmesi gerekiyor” dedi.

“Şu an binlerce insan, uygun olmayan koşullarda birbirleriyle temas halinde”

Deprem gibi afetlerden sonra yaşam ve hijyen koşullarının yetersiz olmasından kaynaklı, çeşitli hastalıkların görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Serhan Sakarya, “İzmir’deki depremin en önemli avantajlarından birisi çok fazla sayıda bina yıkımı olmadı; ama şu an binlerce insan, uygun olmayan koşullarda birbirleriyle temas halinde. Bu durum, bu insanları solunum yoluyla geçen Covid-19 açısından riskli hale getiriyor. İnsanlar mevsimin soğuk olması nedeniyle açık alanda bulunamıyor. Bu kişilere yardım eden kişiler de doğal olarak enfekte oluyor. Çadır kentlerde oluşabilecek yoğun bir virüs popülasyonu, etkilenmemiş olan popülasyonu da etkileyebilir” diye konuştu.

“1 kişinin 14 gün içerisinde 700’den fazla kişiyi hasta edebildiğini söyleyebiliriz”

Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Örneğin; çadır kentte kalan ve Covid-19 olduğunun farkında olmayan bir kişi, bütün çadır kente virüs bulaştırabilir. Covid, bulaşma katsayısı yüksek bir hastalıktır. Bir kişi bir anda 3 kişiye bulaştırabilir. Sonra o 3 kişinin de 3’er kişiye bulaştırdığını düşünecek olursak, sadece 1 kişinin 14 gün içerisinde 700’den fazla kişiyi hasta edebildiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, deprem bölgesinde çalışan kişilerde ve deprem mağduriyeti olan kişilerde çok ciddi boyutlarda artışlar olduğunu görüyoruz” dedi.
İnsanların uygun şekilde barındırılmasının hastalığın yayılımını azaltmak adına şart olduğunu, bu kişilerin beslenme ve sağlık desteklerinin de çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Serhan Sakarya, “Bu bağlamda yapılacak en önemli hareket, depremzedelerin ve bu kişilere yardım eden insanların taramasının yapılarak, hasta ve taşıyıcı olanların izole edilmesi olacaktır. Bu kişilerin hali hazırdaki tarama kriterlerinden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekiyor; çünkü ciddi bir bulaştırma riski var. Yerel yönetimlerin ve devletin bu işlemi hızlandırması gerekiyor. Covid’in en önemli riski, bulaşma indeksi çok yüksektir” şeklinde konuştu.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.