Paketlenmiş gıdalardaki ‘gizli şeker’e uyarı

Perhiz ve Beslenme Uzmanı Bengü Ünal, kış aylarıyla beraber çoğalan tatlı tüketimine karşı ihtarlarda bulundu. Yoğun iş temposu ve hormonal bozuklukların tatlı tüketimini çoğaldırdığına dikkat sürükleyen Üna, “Tatlı tüketimi çoğu şahsın bırakılmazıdır. Tatlı harcamanın gerçek sebebi ise kumpassız beslenme, şahıslarda yoğun iş temposundan kaynaklı ara öğünleri yapamama, hormonal bozukluklar, bayanlarda regl yarıyılı ya da şahıslarda uyku, yeme bozukluklarından kaynaklanan tatlı gereksinimleri ortaya çıkmakta. Ortaya çıkan tatlı lüzumlarında, pasta, şerbetli tatlılar ya da çikolata gibi tatlı tüketimlerine yöneliriz. Bu tatlılar şahıslarda endorfin ve serotonin hormonu salgılamaktadır. Bunların öteki ismi de mutluluk hormonudur. Fakat bu mutluluk kısa devam et ve bu stilde gıdalar fazla kalorisinden kaynaklı şahıslarda kilo alımına neden olmakta” dedi.
“ŞEKER BAĞIMLILIK YAPMAKTADIR”
Şekerin bağımlılık yaptığını söyleyen Ünal, “Şerbetli tatlılar ya da çikolata gibi yiyeceklere yöneldiğimizde ortak yiyecek reelinde şekerdir. Zira şeker bağımlılık yapmaktadır. Bu surattan da daha fazla yeme isteği ortaya çıkartır. Bu stilde şekerli gıdalar yalnızca tatlılarda bulunmamakla birlikte aynı zamanda hazır kutu mahsuller içerisinde de bulunmakta. Bu hazır kutu mahsullerin yaftasını okuduğumuzda yaftalarda maltoz, dekstroz gibi sonu ‘oz’ sözcüğüyle biten bir hayli bileşen bulunmakla birlikte darı şurubu içerikli gıdalar da bulunuyor. Bunlar saklı şeker ismi altındadır. O surattan aldığımız gıdaların yaftalarını da okumamız gerekiyor” diye konuştu.
“ŞEKER TÜKETİMİNİ EKSİLTMEK RAHAT UYKU SÜRÜKLEMENİZİ SAĞLAR”
Şeker tüketimini eksiltmek rahat uyku sürüklemeyi sağladığı ve diyabet tehlikesini eksilttiğini belirten Perhiz ve Beslenme Uzmanı Bengü Ünal, “Şekeri yaşamımızdan çıkardığımızda daha rahat uyku sürüklediğimizi, diyabet tehlikemizin eksildiğini, kolesterol seviyesinin düştüğünü hatta trigleserit seviyesinin de düştüğünü göreceksiniz. Tatlı krizlerinin en ehemmiyetli sebeplerinden biri de insülin salınımının fazla olmasından kaynaklanmakta. İnsülin bedene daha fazla salgılandığında biz daha fazla çok tatlı yemeye yöneliyoruz. Bu gibi gidişatları ortadan kaldırmak için de kumpaslı öğün yapmak gerekiyor. Kesinlikle sabah kahvaltı yapılmalı ve 2 ana öğünle beraber ara öğünleri yapmanız gerekmekte. Bunun yanı gizeme lifli yiyecekleri harcamak gerekiyor. Lifli besin dediğimiz sebzeler ve meyvelerdir. Mevsim meyvelerinden brokoli ve karnabaharı tüketebiliriz. Lifli gıdalar bizim bedenimizde kan şekerini dengeleyip uzun vakit tok kalmamızı sağlamaktadır. Bir de kolay karbonhidrat yerine kompleks karbonhidratları harcamamız gerekiyor. Beyaz uz, nişastalı gıdalar ve şeker içerikli yiyeceklerden ziyade kompleks karbonhidrat dediğimiz bulgur, bütün buğday ya da çavdar ekmeği gibi ekmekler tüketebiliriz” ifadelerini kullandı.
Baklagillerin tüketimini çoğaldırılması gerektiğini belirten Ünal, “Ayrıca kuru baklagiller posa güzergahından zengin olduğu için kuru baklagillerden yararlanmak gerekiyor. Zira posa ölçüyü yüksek olan gıdalar bağırsaklardaki şeker emilimini eksiltmekte. Bunlara da nohut ve mercimeği misal verebiliriz. Ara öğünlerde kesinlikle kuruyemiş harcamak gerekiyor. Badem, ceviz, incir, kuru kayısı, hurma gibi şeker içerikli kuru meyveleri de ara öğünlerimizi harcayabiliriz. Süt yoğurt grubu gibi gıdalar her öğünde harcamamız gerekiyor. Bunlar aldığımız gıdalardaki şeker oranını düşürmekle lüzumunu da bastıracaktır. Meyvelerin suyun harcamak yerine kendisi harcanmalı. Protein ağırlıklı et, tavuk, balık gruplarından her gün harcamaya çalışılmalı. Bunlar tokluk sağladığı için açlık yaşayıp şekerli tatlı gıdaların tüketimini de eksiltecektir. Zencefil ve zerdeçal gibi nebat çaylarından faydalanılabilir. Bunlar kan şekerini dengeler. Tarçını ise 1 litrelik suyun içerisine bir çubuk tarçın atacak olursak hem günlük su gereksiniminin 1 litresini karşılamamızı hem de kan şekerinin de balansta kalmasını sağlar. Kesinlikle bol su içilmeli. Zira suyun bir hayli faydasıyla beraber iştah kapatmaya da tesiri bulunmakta” dedi.