Kalp hastalarına ‘bypass’ ile gelen sağlık

Bu yeni damarın hastanın kendi atar ve toplar damarlarından sağlandığını ifade eden Prof. Dr. Ulus, harekâtta, göğüsten, koldan alınan atar damar veya bacaktan alınan toplar damarların kullanıldığını bildirdi.
Yeni damarların, hastanın tıkalı olan damarına ilave edilerek kan akımına yeni bir yol açılmasına imkân sağladığını anlatan Ulus, “Böylece kalp lüzumu olan kanı yeni damar aracılığıyla alarak uygun biçimde çalışmaya başlar” dedi.
Ulus, kalbi besleyen damarlarda alana gelen tıkanmaların, balon veya stentle açılamaması halinde gündeme by-pass operasyonunun geldiğini anlattı.
Prof. Dr. Ulus, kalp krizine yol açan etmenlerin başında ‘kalbin, yeterli kan veya oksijen alamamasının’ geldiğine dikkati sürükleyerek, “işte böylesi tehlikeli bir vaziyet yaşamamalıyız.
Koroner atardamarların akımı risk oluşturacak oranda yasaklanması halinde, kan akışını sağlamak için bypass operasyonu yapılması gerekir” diye konuştu.
Bypass operasyonunun hangi durumda yapılması gerektiğine ait hastaları bilgilendirdiklerini bildiren Prof. Dr. Ulus, şunları söyledi:
“Kalbi besleyen ve kalbe çalışması için kan taşıyan damarlara koroner atardamarlar denir. Bu koroner damarların daralması veya tıkanması ile oluşan hastalığa koroner atardamar hastalığı denir. Kalbi besleyen damarlar olan koroner atardamarlar zaman içinde muhtelif tehlike etmenleri nedeniyle etkilenerek daralabilir ya da tamamen tıkanabilirler. Bu hastalığın rehabilitasyonu için uygulanan koroner atardamar bypass operasyonu en sık yapılan kalp operasyon tipidir. 3/5 saat sürebildiği gibi hastanın vaziyetine göre kalp durdurularak yada çalışır gidişatta cerrahi müdahalemizi hakikatleştirebiliyoruz.”
“Operasyondan korkmayın”
Bypass operasyonunun günümüz teknolojisi ile korkulan operasyonlar arasında yer almadığına dikkat sürükleyen Prof. Dr. Ulus, galibiyetli yapılan işlemler ile hastaların hem ömürlerinin uzadığını, hem de hayat niteliklerin çoğaldığına dikkat çekti.
Koroner bypass operasyonunun dünyada ve ülkemizde vefat oranlarının yüzde 1 ‘in altına indiğini de andırdıran Ulus, tehlikenin bireyin sıhhat vaziyetine ve genetiğine göre değişiklik gösterdiğini kaydoldu. Misalin fazla kilo, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, akciğer rahatsızlığı, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların hakimiyet altına alınarak harekât yapıldığını anlatan Ulus, “Koroner atardamar daralmalarında ilaç rehabilitasyonu, koroner balon anjiyoplasti, stent, koroner bypass operasyonu rehabilitasyon alternatifleri arasında bulunuyor. Bireye özel rehabilitasyon biçimi tanımlıyoruz. Başka Bir Deyişle hastanın ve damar hastalığın genel vaziyetine göre hareket ediyoruz” dedi.
Operasyon sonrası
Operasyon sonrası perhize dikkat edilmesi, sigara kullanılmaması, çok sıcak ve çok soğuk havalar dışında, her gün kumpaslı olarak yürümeye çalışılmasını öneren Prof. Dr. Ulus, “Yürüyüş yokuş olmayan düz yolda olsun. İlk haftalarda 15 dakikalık yürüyüşlere her hafta 5 dakika ilave edin. 2 ay sonunda, durmadan 45 dakika yürüyecek gidişata gelmelisiniz” dedi.
Diyabet hastalığı ve tansiyon yoksa, fazlaya kaçmadan her şeyin yenebileceğini anlatan Ulus, operasyon sonrası ziyaretçi kısıtlamasına, göğüs korsesi kullanılmasına, solunum egzersizleri yapılmasına, her gece kumpaslı 6 – 8 saat uyku zorunluluğuna, bol su harcamaya ve hakimiyetleri aksatmamaya dikkat edilmesi gerektiğine sözlerine ilave etti.